Güzel Ahlak’ın Kaynağı

Başka bir dine mensup olanlar veya Allah’ı inkâr edenlerde de iyi ve güzel hasletler oluyor.

O zaman biz Müslümanların onlardan ne farkı var?

Onların da biz Müslümanlardan ne farkları var?

( Zor sorular )

Bütün güzellikler ve iyilikler de Allah’tandır.

İnsanda, kâinatta her yerde Müslüman’da, Hristiyan’da, inanan ve inanmayanda da görülen tüm güzellik ve iyiliklerin kaynağı Allah’tır.

Bunlar bize göre (ben merkezli) iyilik ve güzellik değil, Allah’ın yaratmasına göre yarattıklarının üzerinde gösterdiği tecellilerdir. (Tatbikî biz bunları kendi irademizle istismar edip yönlerini şerre çevirmez isek.)

O yarattığı tüm bu iyilik ve güzellikleri, kâinata ve içindekilere dağıtmıştır. (Balta girmemiş orman, kirletilmemiş tabiat, büyüyünce ebeveynleri ve çevresi tarafından fıtratı bozulmamış masum yavrular.)

Her din sahibi gibi, Müslümanlar da dahil, bunu (tüm bu güzellikleri ve iyilikleri) kendi dinlerinin bir malı olarak görüyor ve o şekilde tanımlıyor.

O yüzden Müslümanlar kendi dinlerinde olmayanlarda gördükleri bu iyilik, güzellik ve ahlakı mantıklarına oturtamıyorlar.

O benim dinimde değil nasıl oluyor da iyi ve ahlaklı olabiliyor, çalmıyor, yalan söylemiyor, dürüst olabiliyorlar gibi. O zaman bana öğretilen erdemlerin yalnız benim dinimden kaynaklandığı gerçeği bir yanılsamadan mı ibarettir?

O yüzden baştan söylediğimiz gibi tüm bu güzellikleri Allah’tan bilmek bu mantıksal paradoksu çözüyor.

Bu iyiliklerin ve güzelliklerin kaynağını Allah’tan ayırıp nefsimize ve dinimize bağlayarak, Allah’tan bağını kesersek, aslında gizli bir şirke de düşmüş oluruz.

Yani inanmayanlardaki güzellikleri de dahil hepsinin Allah’ın bir tecellisinden başka bir şey olmadığını kabullenmeli ve o insanlarda görünen bu güzellikleri o şahıslara mal etmemeliyiz.

Dolayısı ile inanmayan hatta kafir olanlardaki güzelliklerde dahil hepsi Rabbimizin Rahmaniyeti’nin tecellisinden başka bir şey değildir.

Bu bakış açısından batı medeniyeti mensupları ve modernist’lerin de sahip oldukları tüm güzelliklerin ve iyiliklerin kaynağının da aslında yüce yaratıcı olduğu gerçeğini kabul ederek o şahıslara vermenin bir yanlış tanımlama olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.

Bundan sonra inananlara düşen görev, modern dünyanın insanları ile Allah’ın varlığı ve birliği konusunda, onlarla ortak olan kelimede birleşmek çabasını göstermek ve ortak birlik vurgusunu oluşturmak gerekli.

Daha sonrasında da bunu yaşayışı ile dünyada en iyi ve en tavizsiz temsil eden Efendimiz (Sallallahualeyhivesellem) olduğunu göstermek adına, O’nun sünnetini en iyi şekilde yaşayıp temsil etmek ve o’nu tanıtmak gerekmektedir.

Batı dünyasında kasıtlı olarak yerleştirilen Müslüman eşittir terörist imajını yıkmanın da en etkili yolu bu olsa gerek.

Efendimizin (Sallallahualeyhivesellem) sünnetini yaşantımızda en iyi şekilde göstermek, aynı zamanda gerçek İslam’ı modernist, seküler batı dünyasına yeniden tanıtmak adına en etkili yol olacağı kanaatindeyim.

Bunun yolu da tatbikî diyalogdan geçmektedir.

Ortak değerlerden tekliğe, Allah’ın varlık ve birliğine, devamında Resulullah’ın kabulüne ve nihayetinde gerçek İslam’ın kalplere yerleşmesine süren bir kutsal yolculuk.


Salih Bektash sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

“Güzel Ahlak’ın Kaynağı” için bir cevap

  1. ottersoftlya424812c98 Avatar
    ottersoftlya424812c98

    Aşkın tanımı da böyle değil mi?:” Birisi seni seviyorum dediğinde, aslında Allah’ın sende tecelli eden Cemal, Kemal ve İhsan’ını seviyordur. Seni severken O’nu (CC) seviyordur aslında..”

    Liked by 1 kişi

ottersoftlya424812c98 için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Salih Bektash sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin